19 Aralık 2011 Pazartesi

Konsoloslukta bir gün..




Geçenlerde size bahsettiğim Amerika maceram gerçekleşmeye günden güne yaklaşıyor.İşin en zor kısmı olan vize görüşmesi kısmını atlattım.Yaşadıklarıma gelince..;



Sabah 10da olan randevuma 10 a 10 kalarak giderek işime saygımı en baştan gösterdim.Elimdeki dosyada hayatımın kısa bir özeti ve Türkiyeye sıkı sıkı bağlı olduğumu gösteren tüm evraklarla ilk kapıdan girdim.Cep telefonumu ve ipod'umu kapıdaki güvenliğe verdikten sonra bi kapıdan daha geçerek üst kata çıktım buraya girer girmez elimdeki dosyama baktılar ve içindeki I-20 denilen öğrenci belgesi,vize harcını ödediğini gösteren dekontun ve başvuru formunu ayırıp bir numara verdiler.Benim sihirli sayım 80'di ve bir anda 80 gişede göründü bu kadar çabuk beklemiyodum biraz etrafı izlemek istiyodum derken girişte güvenliğin ayırdığı evrakları burda Türk biri alıp kontrol etti ve daha sonra elimdeki sayıyla beklemeye başladım.Bu sırada tekrar gişede 80 yazdı kritik anın geldiğini düşünürken sadece parmak izi için sıra geldiğini anladım ve parmak izini verdim .Bilmemek kötü şey soramıyorsun da saf saf heyecan yapıyorsun.Parmak izinden sonra konsolostoki uzun bekleyiş başladı.Bu sırada en önde oturduğum için Vize görüşmesi yapanların neler sorduğunu çok iyi dinledim ve olası bütün sorulara karşı kendimi hazırladım.Diğer görüşmeleri dinlerken başka başka hayatlara ortak oldum.Kimi exchange öğrencisi kimi abisini ziyarete gitmek istiyor.Kimi de görüşmelerden olumlu sonuçlar alamayıp kaderine razı oluyor.Vize görüşmesi yapanlar genç sarşın çocuk ve melez bir kız .Sordukları sorular neredeyse aynı ama ikiside ince eleyip sık okuyor.En önem verdikleri şey anladığım kadarıyla dürüstlük .Düşünerek verilen her cevap onların kafasında soru işareti yaratmaya yetiyor.Ve saat 12'yi 20 geçe sıra bana geldi. Ama saatlerdir beklediğim çocukla kız yerine 3.gişenin ışığı yandı ve ilk görüşmeye giren ben oldum.Diğerlerine hazırlamıştım kendimi ama bu adam neler sorar diye düşünürken korktuğum hiç birşeye değmedi adam ne iş yaptığımı hangi üniversitede hangi konu üzerine master yaptığımı ve okulumun ne zaman biteceğini sordu.Haftalarca uğraşıp toparladığım evrakların bir tanesini bile istemedi.Banka yazıma dahi bakmadı ve çatır çatır 5 yıllık vizemi verdi.


Siz siz olun dürüst olun öbür türlü vermemelerine imkan yok.Ağlayanlar,bağıranlar olabilir.Etrafınızda vize alamayan sinir bozan pek çok kişinin efsane hikayelerini de duyabilirsiniz.Gittim,yaşadım,gördüm korkulucak bişey yok..

1 yorum:

  1. Melek Hanım,

    Blogunuzda değindiğiniz konuların gerçekten çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Amerika Vizesi konusu gerçekten toplumda büyütülen bir konudur. Amerika'ya gittiğinizde oradaki maceralarınızı da bizlerle paylaşırsanız çok mutlu oluruz. Şimdiden iyi yolculuklar.

    YanıtlaSil