22 Ocak 2013 Salı

Hamam Keyfi

Ben modern birisiyim ama gelenekleri görenekleri çok severim. Elimden geldiğince de Türk adeti olan Hamama gitmeye çalışırım. O otantik hava beni hem rahatlatır hem geçmişte yaşıyormuş hissi verir. Ayrıca hamamların sağlık açısından faydalı olduğu da söylenir. Ben de bu haftasonu hamam seven arkadaşım Ece ile Galatasaray hamamına gittim. Hamam kesinlikle Cağaloğlu hamamından daha küçük ve yetersiz ama hizmet fena sayılmazdı. Kadınların sohbeti hem keyifli bir o kadar da komikti. Görülmesi gereken bir hamam olduğunu düşünüyorum. Yeri Galatasaray Lisesinin yan sokağından girince karşınızda..

15 Ocak 2013 Salı

Sonunda Buldum..!

Küçüklüğüm vazgeçilmeziydi..Annem bundan bana adet olarak değil paket paket alırdı.Annemle yıllardır adını hatırlamaya çalışıyordum.Aklımızdaki tek şey Sarı ve Mavi iki renkli paketi olduğu ve adının S harfiyle başladığıydı.Dün televizyonda Karam çikolatasının reklamını görünce acaba mı dedik ama yine yanılmıştık.Bu sefer inandım adını bulucam dedim ve buldum.Eti Sprint. Tadı yıllardır damağımda.Resmen özlenilen lezzet.. Eti'ye mail bile attım tekrar piyasaya çıkarın diye valla reklamını her platformda yapıcam yeter ki çıkarsın.Benden başka hatırlayan ve özleyen var mı?

14 Ocak 2013 Pazartesi

Macera Dolu Haftasonu

Bu hafta sonu uzun zamandır hayalini kurduğumuz , planlarını yaptığımız Manisa Seyahatimizi gerçekleştirdik. Canım arkadaşım Tuğçe'nin Manisalı olmasının ekmeğini yedik. Cuma akşamı başlayan yolculuğumuz İzmir Havaalanından Tuğçenin bizi almasıyla start verdi. Bozyaka Restorantta her cuma-cumartesi sahne alan Cenk Ürek ile keyifli bir akşamın ardından uyumak için evimizin yolunu tuttuk. Çünkü ertesi gün macera dolu bir günün başlangıcı olacaktı.
Cumartesi sabahı serpme kahvaltının ardından Spil Dağına malzemeler yiyecek içecekler hazırlandı ve panaromik şehir turu ardından dağ yoluna çıkmaya başladık. Yağan yağmur ve güneş harika bir gökkuşağını görme şansını da bize verdi. Eve girer girmez ilk yapılması gerekenler Tuğçe'nin amcası ve yengesi tarafından sağlandı. Soba ve şömine yakıldı. Yapılması gerekenler öğretildi ve onları yolcu etmemizin ardından ben ve saz arkadaşlarım için eğlence başladı:)
Öncelikle İş Bölümü sağlandı ısınmadan ben , yemek pişirmeden Tuğçe , bulaşıklardan Billur , ve diğer görünmeyen kalemler başlığı altında topladığımız yatak toplama, ev süpürme , ortalıktaki battaniye vs. toparlanmasından Ayşin sorumlu oldu :) Akşamımızı en çok keyiflendiren oyun şüphesiz Uno oldu. Ve haftasonumuzun şarkısı Emre Aydın Soğuk odalar ve Murat Dalkılıç Lüzumsuz Savaş.

Akşam yediklerimizle birlikte masadan kahkaha, eğlence eksik olmadı. Sucuklar ve patateste gecenin ayrı bir lezzetiydi.Benim ateşe olan tutkum da kızların diline düştü haliyle :).Fakat gece umduğumuzdan biraz daha sert geçti.Saatimizi odun atmak için kursakta biraz geç kaldığımı uyandığım an anladım.O bile eğlence ve keyife dönüştü o ayrı ama umduğumuzdan daha soğuktu. Neyseki sabahı öyle yada böyle ettik.
Sabah enfes bir kahvaltının ardından hepimiz ayrılacağımızı biliyoduk ve mutsuzluk hakim olmaya başlamıştı. Hiçbirimiz dönmek istemiyorduk ve sonsuza kadar o şartlarda yaşayabilirdik.Etraf temizliği toparlama derken arabaya doluşup şehre indik. Aşağıda eve döndüğümüzde sadece is ve şömine kokuyorduk. Odunculardan farkımız yoktu ki özellikle ben herşeyimi değiştirmeme rağmen paltoma o koku sinmişti. Şehir moduna girmemizin ardından İzmir Kordon'da kahvelerimizi içtik ve Alsancakta gezindik.Hatta ordaki Mango'dan alışveriş bile yaptık , kesinlikle İstanbuldan farklı fiyatlar..

En son havaalanına geldik ve uçağımıza bindik Dünya'nın çeyreğini gezen Billur'un korkusuna derman olduk =) Eve geldiğimde mutsuzdum. Ben Ege'yi sevdiğime bir kez daha karar verdim.
Bu geziyi sağlayan Tuğçe Bozyaka ve dağa çıkarken yardımcı olan Erdal-Sevinç Bozyaka'ya burdan da teşekkür eder , Canımız,bitanemiz,keyifli insan Semra Bozyaka'nın doğum gününü burdan kutlar Bozyaka ailesini sevdiğimi yazmayı bir borç bilirim:))))