31 Aralık 2011 Cumartesi

Yeni Yıl

Sabah kalktığımdan beri kendimi küçük bir kız çocuğu gibi hissediyorum.İşe giderken bile ayrı bir süslendim,ayrı bir giyindim.Yeni yıl heyecanı içimi kapladı.Altı üstü bir gün geçicek ama yeni yıla dair umutlarım hayallerim birbiri ardına diziliyor.Arkadaşlarımla hediyeleşmeyi de seviyorum.Milli piyango bana çıkarsa ne yaparım, seneye görüşürüz gibi bayat konuşmaları da seviyorum.Ne kadar gencim modernim desem de gelenekleri ve aile sıcaklığını seviyorum.Yılbaşı yemeğini ailecek yemeği seviyorum.Tombala oynamayı da..
Anneannem teyzemler,dayılarım,yengelerim,kuzenlerimle iyi vakit geçiriyoruz.12de dans ederek geriye sayarak giriyoruz.Bu senede her seneden farklı olmayarak öyle olucak.12 den sonra küçük bir kaçamak yapılabilir ama bunun kimseye zararı olacağını da sanmıyorum.
Sevdiklerinizle birlikte önce sağlık olmak üzere huzur,mutluluk,başarı,şans,aşk ve kazanç dolu sıcacık yıllar diliyorum.
2011'in son yazısını da sizlerle paylaşıyorum.Mutlu yıllarrrrr!:)

19 Aralık 2011 Pazartesi

Konsoloslukta bir gün..




Geçenlerde size bahsettiğim Amerika maceram gerçekleşmeye günden güne yaklaşıyor.İşin en zor kısmı olan vize görüşmesi kısmını atlattım.Yaşadıklarıma gelince..;



Sabah 10da olan randevuma 10 a 10 kalarak giderek işime saygımı en baştan gösterdim.Elimdeki dosyada hayatımın kısa bir özeti ve Türkiyeye sıkı sıkı bağlı olduğumu gösteren tüm evraklarla ilk kapıdan girdim.Cep telefonumu ve ipod'umu kapıdaki güvenliğe verdikten sonra bi kapıdan daha geçerek üst kata çıktım buraya girer girmez elimdeki dosyama baktılar ve içindeki I-20 denilen öğrenci belgesi,vize harcını ödediğini gösteren dekontun ve başvuru formunu ayırıp bir numara verdiler.Benim sihirli sayım 80'di ve bir anda 80 gişede göründü bu kadar çabuk beklemiyodum biraz etrafı izlemek istiyodum derken girişte güvenliğin ayırdığı evrakları burda Türk biri alıp kontrol etti ve daha sonra elimdeki sayıyla beklemeye başladım.Bu sırada tekrar gişede 80 yazdı kritik anın geldiğini düşünürken sadece parmak izi için sıra geldiğini anladım ve parmak izini verdim .Bilmemek kötü şey soramıyorsun da saf saf heyecan yapıyorsun.Parmak izinden sonra konsolostoki uzun bekleyiş başladı.Bu sırada en önde oturduğum için Vize görüşmesi yapanların neler sorduğunu çok iyi dinledim ve olası bütün sorulara karşı kendimi hazırladım.Diğer görüşmeleri dinlerken başka başka hayatlara ortak oldum.Kimi exchange öğrencisi kimi abisini ziyarete gitmek istiyor.Kimi de görüşmelerden olumlu sonuçlar alamayıp kaderine razı oluyor.Vize görüşmesi yapanlar genç sarşın çocuk ve melez bir kız .Sordukları sorular neredeyse aynı ama ikiside ince eleyip sık okuyor.En önem verdikleri şey anladığım kadarıyla dürüstlük .Düşünerek verilen her cevap onların kafasında soru işareti yaratmaya yetiyor.Ve saat 12'yi 20 geçe sıra bana geldi. Ama saatlerdir beklediğim çocukla kız yerine 3.gişenin ışığı yandı ve ilk görüşmeye giren ben oldum.Diğerlerine hazırlamıştım kendimi ama bu adam neler sorar diye düşünürken korktuğum hiç birşeye değmedi adam ne iş yaptığımı hangi üniversitede hangi konu üzerine master yaptığımı ve okulumun ne zaman biteceğini sordu.Haftalarca uğraşıp toparladığım evrakların bir tanesini bile istemedi.Banka yazıma dahi bakmadı ve çatır çatır 5 yıllık vizemi verdi.


Siz siz olun dürüst olun öbür türlü vermemelerine imkan yok.Ağlayanlar,bağıranlar olabilir.Etrafınızda vize alamayan sinir bozan pek çok kişinin efsane hikayelerini de duyabilirsiniz.Gittim,yaşadım,gördüm korkulucak bişey yok..

8 Aralık 2011 Perşembe

Mickey Mutfakta





2 yıldır internetten alışveriş yapmak son derece pratik ve moda oldu.Her gün yeni bir fırsat sitesinden mail alıyorum üye olmam için ama bi yerden sonra sıkıcı,boğucu hatta itici bir hale geldi.Ayrıca insanları üşengeç hale getirmek evden çıkma bahanesini de yok etmeye bire bir.Belli başlı bi kaç site hariç her bulduğum siteye girmiyorum.2-3 gün önce Kenwood disney serisinin fırsatlara düşmüş olduğunu gördüm.Nasıl güzel nasıl sempatik bayıldım.Hem çocuk gibi hissediyosun,hemde ürün grubu mutfakta günlük zamanda kullanılan ev aletlerinden oluşuyor ama gel gör ki ben bunu alsam ne yapacam sorusu beynimi kurcalayıp duruyor.Annem bu oyuncakvari ev aletini hayatta kullanmaz, bende şu an ayrı eve çıkmayacağıma göre ve evlilik gibi bi durumum söz konusu olmadığına göre bakmakla yetiniyorum.Alır elbet bir gün kullanırım düşüncesi de evde kendi eşyalarıma zor yer buluyorum bunları nereye sıkıştırıcam fikriyle uçup gidiyor.Aklımda kalmadı desem yalan olur.


Su ısıtıcı 59 TL mısır patlatma makinesi 79 TL çok pahalı da değil.Waffle makinesi mickey kafaları şeklinde insanın yedikçe yiyesi gelir.Bunlardan çok güzel yılbaşı hediyesi de olur.Elektrik süpürgesi,tost makinesi,dondurma yapma makinesi,waffle makinesi,su ısıtıcı ve bi çok üründe bulunuyor.Bi kaçı zaten resimler de var.İster evinize ister yılbaşına hediye alın.